Beyefendiye 4.5 Yıl Hizmet Ettim“
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
03.01.2015 - 03:07, Güncelleme:
03.01.2015 - 21:55 4885+ kez okundu.
Beyefendiye 4.5 Yıl Hizmet Ettim“
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı sırasında çalışma ofisine "böcek" tabir edilen dinleme cihazı konulmasıyla ilgili davada sanıklardan yakın Koruma Müdürlüğü'nü yapan sanık Zeki Bulut "Beyefendiye, 4 buçuk yıl hizmet ettim. Sabah erken saatte gittim, gece yarısı döndüm. Amiyane tabirle Sayın Erdoğan'ı yataktan aldım, yatağa bıraktım" diyerek kendini savundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde, makam odasında bulunan dinleme cihazlarıyla ilgili davanın ilk duruşması bugün yapıldı. Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada duruşmaya tutuksuz sanıklardan Başbakanlık Koruma Daire Başkanı Mehmet Yüksel, Yakın Koruma Müdürü Zeki Bulut, Ahmet Türer, Seyit Saydam, Hurşit Gölbaşı, Harun Yavuz, İbrahim Sarı katıldı. Denizli`nin eski İl Emniyet Müdürü Zeki Bulut un ifadesinde ki ilginç ifadeler dikkat çekti.
BEYEFENDİYE 4.5 YIL HİZMET ETTİM"
Suçlama tarihinde Erdoğan'ın Yakın Koruma Müdürlüğü'nü yapan sanık Zeki Bulut da Başbakanlık'taki göreve başladığında "lakayt bir düzen" gördüğünü, hiyerarşinin kaybolduğuna tanık olduğunu ifade etti. Göreve başladıktan sonraki çalışmalarına değinen ve Başbakanlıktaki koruma polislerinin imkanlarını artırdıklarını anlatan Bulut, şunları kaydetti: "Beyefendiye, 4 buçuk yıl hizmet ettim. Sabah erken saatte gittim, gece yarısı döndüm. Ortalama 17-18 saat çalışıyordum. 4 buçuk yılda sadece bir gün, kayın babam vefat ettiğinde çalışmadım. Amiyane tabirle Sayın Erdoğan'ı yataktan aldım, yatağa bıraktım. En son adamdım. Devamlı yurtdışında, devamlı il dışındaydık. Herhalde bin 500 gün çalışmışım, bunun bin gününü Ankara dışında geçirmişim. Çocuklarımın hangi sınıfa gittiğini unuttuğum oldu. Çocuklarımın büyüdüklerini hiç görmedim. İnsan üstü bir görev. Bunu yapabilmek için hakikaten beyefendiyi sevmeniz gerekiyor, bu kadar gönül bağı, bu kadar aşk ile bağlanmanız gerekiyor. Görevi aldığım ilk gün ellerimi başıma aldım ve düşündüm. Allah'a, 'Devletimin başbakanını koruyacağım. Bundan daha büyük bir görev yok' diye şükrettim. Sayın Başbakanı kazasız belasız, kılına zarar gelmeden görevi bırakmayı nasip etmesi için Allah'a dua ettim. Görevi bırakınca da bu yerine geldiği için iki rekat şükür namazı kıldım. Ama şimdi ne yazık ki hain olarak addediliyoruz. Bu kadar büyük bir sevginin, bu kadar büyük bir aşkın karşılığının bu olmaması gerekiyordu. Başbakanımızı, beyefendiyi, iddia ediyorum ki biz gelene kadar Allah korumuş. Öncekilerden tanıdığım, sevdiğim arkadaşlarım da var. Ama ne yazık ki böyleymiş."
"10 AY DAHA GÖREVİ SÜRDÜRDÜM"
Dinleme cihazı bulunduktan sonra yaklaşık 10 ay daha görevini sürdürdüğüne işaret eden Bulut, görevi sona erince, küçük yerlere giden birçok meslektaşının aksine Denizli Emniyet Müdürlüğüne getirildiğini söyledi. Görevden ayrılırken, Erdoğan'ın memnuniyetini bizzat dile getirdiğini kaydeden Bulut, Erdoğan'ın, Denizli'de, "Size, kendi müdürümü gönderdim, emanet ettim. Burada çok daha başarılı olacak" diyerek, kendisini onurlandırdığını belirtti. Bulut, "Hiç anlamadığım bir süreçte, Şubat 2014'te görevden alındım. Neden alındığımı bilmiyorum" dedi. "SERHAT
DEMİR İÇİN REFERANSTA BULUNMADIM"
Zeki Bulut, bir soru üzerine, kendisinden önceki Mehmet Yüksel'in bir sözünün yanlış olduğunu ifade ederek, "Serhat Demir için referansta bulunmadım. Ahmet Türer referansta bulundu, çünkü bacanağıydı. Serhat çok nitelikliydi. 2 yabancı dil biliyor, prezentabl, düzenli, temiz ahlaklıydı. Bir savunma sporunun Türkiye'deki en önemli hocalarından birisi. Ahmet, referansta bulundu, onun üzerine Başkanımla değerlendirdik, komisyon kurarak, INTERPOL Daire Başkanlığından talep ettik. Vermediler. Genel Müdürümüzle görüşme yapıldı, alınamadı. Sayın Bakanımızla görüştükten sonra, zor aldık" diye konuştu. Erdoğan'ın 2011'deki rahatsızlığı döneminde İstanbul'da bulunduğunu kaydeden Bulut, "O dönemde beyefendinin bir misafiriyle ilgileniyordum. Bir hafta için gelen misafir iki ay kadar kalmıştı. Demir'in ailesi Ankara'daydı. 'Ailemden uzak kaldım. Çocuğum da rahatsızmış. Görüp geleyim' dedi. Bununla ilgili izin aldı. Bu yüzden Serhat'ın İstanbul'dan Ankara'ya geldiğini biliyorum" ifadelerini kullandı. Böcek araması konusunda İstihbarat Daire Başkanlığından yardım istendiğini bilmediğini aktaran Bulut, çalışma şartları dolayısıyla bütün sistemi takip etmesinin imkansız olduğunu söyledi. Bulut'un avukatı Hakan Yıldız ise şunları kaydetti: "Müvekkilimin, büronun içindeki işleyişi bizzat takip etmesi mümkün değil. Soruşturma aşamasında müvekkilim tanık olarak görünüyordu. Savcılıkla yaptığımız görüşmede, 'Mehmet Yüksel ve Zeki Bulut'u tanık olarak çağırıyoruz, gelmiyorlar. Gözaltına aldıracağız' diyorlardı. Davayı açan savcı ve başsavcıvekili gözaltı günü yaptığımız görüşmede müvekkilin dosyada şüpheli olmadığını söylediler. Müvekkilim casuslukla suçlanıyor, diğer bütün sanıkların kayıtları didik didik edilirken, müvekkilimle ilgili tek bir araştırma yok, tek bir delil yok. Müvekkilim burada reklam yüzü. Ben buna inanıyorum. Müvekkilim, bin 550 gün çalışmış, bunun bin 117'sini Ankara dışında geçirmiş. Her şeyi denetlemesi mümkün mü?"
"HİÇ BEKLEMEDİĞİMİZ BİR GÜNDE GÖZALTINA ALINDIM"
Erdoğan'ın avukatı Özkaya, Bulut'a, "Resmi Konuta Erdoğan'ın yanına gittiğinde cep telefonlarının çalıştığını gördüğünü" belirtti ve buna ilişkin bir soru yöneltti. Soru üzerine "Jammerları açmıyorlardır" diyen Bulut, savunmasını tamamlarken, "Beyefendiye karşı sadakatime, çalışmama herkes tanıktır. Hiç beklemediğimiz bir günde gelindi, gözaltına alındım. 4 gün nezarethanede kaldım. Kelepçe takıldı, rencide edildim. Tabii, ifademiz alındı ve savcılıktan serbest kaldım. O psikoloji içinde, beyefendiye olan sevgimi, gönül bağımı, sadakatimi herkes bildiği için sayın bakanlarımız ve bürokratlarımızın da arasında olduğu binlerce kişiye mesaj attım" ifadesini kullandı ve mesajını okudu. Bulut'un ardından diğer sanıkların savunmalarına geçildi.
Kaynak: http://www.mynet.com
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı sırasında çalışma ofisine "böcek" tabir edilen dinleme cihazı konulmasıyla ilgili davada sanıklardan yakın Koruma Müdürlüğü'nü yapan sanık Zeki Bulut "Beyefendiye, 4 buçuk yıl hizmet ettim. Sabah erken saatte gittim, gece yarısı döndüm. Amiyane tabirle Sayın Erdoğan'ı yataktan aldım, yatağa bıraktım" diyerek kendini savundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde, makam odasında bulunan dinleme cihazlarıyla ilgili davanın ilk duruşması bugün yapıldı. Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada duruşmaya tutuksuz sanıklardan Başbakanlık Koruma Daire Başkanı Mehmet Yüksel, Yakın Koruma Müdürü Zeki Bulut, Ahmet Türer, Seyit Saydam, Hurşit Gölbaşı, Harun Yavuz, İbrahim Sarı katıldı. Denizli`nin eski İl Emniyet Müdürü Zeki Bulut un ifadesinde ki ilginç ifadeler dikkat çekti.
BEYEFENDİYE 4.5 YIL HİZMET ETTİM"
Suçlama tarihinde Erdoğan'ın Yakın Koruma Müdürlüğü'nü yapan sanık Zeki Bulut da Başbakanlık'taki göreve başladığında "lakayt bir düzen" gördüğünü, hiyerarşinin kaybolduğuna tanık olduğunu ifade etti. Göreve başladıktan sonraki çalışmalarına değinen ve Başbakanlıktaki koruma polislerinin imkanlarını artırdıklarını anlatan Bulut, şunları kaydetti: "Beyefendiye, 4 buçuk yıl hizmet ettim. Sabah erken saatte gittim, gece yarısı döndüm. Ortalama 17-18 saat çalışıyordum. 4 buçuk yılda sadece bir gün, kayın babam vefat ettiğinde çalışmadım. Amiyane tabirle Sayın Erdoğan'ı yataktan aldım, yatağa bıraktım. En son adamdım. Devamlı yurtdışında, devamlı il dışındaydık. Herhalde bin 500 gün çalışmışım, bunun bin gününü Ankara dışında geçirmişim. Çocuklarımın hangi sınıfa gittiğini unuttuğum oldu. Çocuklarımın büyüdüklerini hiç görmedim. İnsan üstü bir görev. Bunu yapabilmek için hakikaten beyefendiyi sevmeniz gerekiyor, bu kadar gönül bağı, bu kadar aşk ile bağlanmanız gerekiyor. Görevi aldığım ilk gün ellerimi başıma aldım ve düşündüm. Allah'a, 'Devletimin başbakanını koruyacağım. Bundan daha büyük bir görev yok' diye şükrettim. Sayın Başbakanı kazasız belasız, kılına zarar gelmeden görevi bırakmayı nasip etmesi için Allah'a dua ettim. Görevi bırakınca da bu yerine geldiği için iki rekat şükür namazı kıldım. Ama şimdi ne yazık ki hain olarak addediliyoruz. Bu kadar büyük bir sevginin, bu kadar büyük bir aşkın karşılığının bu olmaması gerekiyordu. Başbakanımızı, beyefendiyi, iddia ediyorum ki biz gelene kadar Allah korumuş. Öncekilerden tanıdığım, sevdiğim arkadaşlarım da var. Ama ne yazık ki böyleymiş."
"10 AY DAHA GÖREVİ SÜRDÜRDÜM"
Dinleme cihazı bulunduktan sonra yaklaşık 10 ay daha görevini sürdürdüğüne işaret eden Bulut, görevi sona erince, küçük yerlere giden birçok meslektaşının aksine Denizli Emniyet Müdürlüğüne getirildiğini söyledi. Görevden ayrılırken, Erdoğan'ın memnuniyetini bizzat dile getirdiğini kaydeden Bulut, Erdoğan'ın, Denizli'de, "Size, kendi müdürümü gönderdim, emanet ettim. Burada çok daha başarılı olacak" diyerek, kendisini onurlandırdığını belirtti. Bulut, "Hiç anlamadığım bir süreçte, Şubat 2014'te görevden alındım. Neden alındığımı bilmiyorum" dedi. "SERHAT
DEMİR İÇİN REFERANSTA BULUNMADIM"
Zeki Bulut, bir soru üzerine, kendisinden önceki Mehmet Yüksel'in bir sözünün yanlış olduğunu ifade ederek, "Serhat Demir için referansta bulunmadım. Ahmet Türer referansta bulundu, çünkü bacanağıydı. Serhat çok nitelikliydi. 2 yabancı dil biliyor, prezentabl, düzenli, temiz ahlaklıydı. Bir savunma sporunun Türkiye'deki en önemli hocalarından birisi. Ahmet, referansta bulundu, onun üzerine Başkanımla değerlendirdik, komisyon kurarak, INTERPOL Daire Başkanlığından talep ettik. Vermediler. Genel Müdürümüzle görüşme yapıldı, alınamadı. Sayın Bakanımızla görüştükten sonra, zor aldık" diye konuştu. Erdoğan'ın 2011'deki rahatsızlığı döneminde İstanbul'da bulunduğunu kaydeden Bulut, "O dönemde beyefendinin bir misafiriyle ilgileniyordum. Bir hafta için gelen misafir iki ay kadar kalmıştı. Demir'in ailesi Ankara'daydı. 'Ailemden uzak kaldım. Çocuğum da rahatsızmış. Görüp geleyim' dedi. Bununla ilgili izin aldı. Bu yüzden Serhat'ın İstanbul'dan Ankara'ya geldiğini biliyorum" ifadelerini kullandı. Böcek araması konusunda İstihbarat Daire Başkanlığından yardım istendiğini bilmediğini aktaran Bulut, çalışma şartları dolayısıyla bütün sistemi takip etmesinin imkansız olduğunu söyledi. Bulut'un avukatı Hakan Yıldız ise şunları kaydetti: "Müvekkilimin, büronun içindeki işleyişi bizzat takip etmesi mümkün değil. Soruşturma aşamasında müvekkilim tanık olarak görünüyordu. Savcılıkla yaptığımız görüşmede, 'Mehmet Yüksel ve Zeki Bulut'u tanık olarak çağırıyoruz, gelmiyorlar. Gözaltına aldıracağız' diyorlardı. Davayı açan savcı ve başsavcıvekili gözaltı günü yaptığımız görüşmede müvekkilin dosyada şüpheli olmadığını söylediler. Müvekkilim casuslukla suçlanıyor, diğer bütün sanıkların kayıtları didik didik edilirken, müvekkilimle ilgili tek bir araştırma yok, tek bir delil yok. Müvekkilim burada reklam yüzü. Ben buna inanıyorum. Müvekkilim, bin 550 gün çalışmış, bunun bin 117'sini Ankara dışında geçirmiş. Her şeyi denetlemesi mümkün mü?"
"HİÇ BEKLEMEDİĞİMİZ BİR GÜNDE GÖZALTINA ALINDIM"
Erdoğan'ın avukatı Özkaya, Bulut'a, "Resmi Konuta Erdoğan'ın yanına gittiğinde cep telefonlarının çalıştığını gördüğünü" belirtti ve buna ilişkin bir soru yöneltti. Soru üzerine "Jammerları açmıyorlardır" diyen Bulut, savunmasını tamamlarken, "Beyefendiye karşı sadakatime, çalışmama herkes tanıktır. Hiç beklemediğimiz bir günde gelindi, gözaltına alındım. 4 gün nezarethanede kaldım. Kelepçe takıldı, rencide edildim. Tabii, ifademiz alındı ve savcılıktan serbest kaldım. O psikoloji içinde, beyefendiye olan sevgimi, gönül bağımı, sadakatimi herkes bildiği için sayın bakanlarımız ve bürokratlarımızın da arasında olduğu binlerce kişiye mesaj attım" ifadesini kullandı ve mesajını okudu. Bulut'un ardından diğer sanıkların savunmalarına geçildi.
Kaynak: http://www.mynet.com
BEYEFENDİYE 4.5 YIL HİZMET ETTİM"
Suçlama tarihinde Erdoğan'ın Yakın Koruma Müdürlüğü'nü yapan sanık Zeki Bulut da Başbakanlık'taki göreve başladığında "lakayt bir düzen" gördüğünü, hiyerarşinin kaybolduğuna tanık olduğunu ifade etti. Göreve başladıktan sonraki çalışmalarına değinen ve Başbakanlıktaki koruma polislerinin imkanlarını artırdıklarını anlatan Bulut, şunları kaydetti: "Beyefendiye, 4 buçuk yıl hizmet ettim. Sabah erken saatte gittim, gece yarısı döndüm. Ortalama 17-18 saat çalışıyordum. 4 buçuk yılda sadece bir gün, kayın babam vefat ettiğinde çalışmadım. Amiyane tabirle Sayın Erdoğan'ı yataktan aldım, yatağa bıraktım. En son adamdım. Devamlı yurtdışında, devamlı il dışındaydık. Herhalde bin 500 gün çalışmışım, bunun bin gününü Ankara dışında geçirmişim. Çocuklarımın hangi sınıfa gittiğini unuttuğum oldu. Çocuklarımın büyüdüklerini hiç görmedim. İnsan üstü bir görev. Bunu yapabilmek için hakikaten beyefendiyi sevmeniz gerekiyor, bu kadar gönül bağı, bu kadar aşk ile bağlanmanız gerekiyor. Görevi aldığım ilk gün ellerimi başıma aldım ve düşündüm. Allah'a, 'Devletimin başbakanını koruyacağım. Bundan daha büyük bir görev yok' diye şükrettim. Sayın Başbakanı kazasız belasız, kılına zarar gelmeden görevi bırakmayı nasip etmesi için Allah'a dua ettim. Görevi bırakınca da bu yerine geldiği için iki rekat şükür namazı kıldım. Ama şimdi ne yazık ki hain olarak addediliyoruz. Bu kadar büyük bir sevginin, bu kadar büyük bir aşkın karşılığının bu olmaması gerekiyordu. Başbakanımızı, beyefendiyi, iddia ediyorum ki biz gelene kadar Allah korumuş. Öncekilerden tanıdığım, sevdiğim arkadaşlarım da var. Ama ne yazık ki böyleymiş."
"10 AY DAHA GÖREVİ SÜRDÜRDÜM"
Dinleme cihazı bulunduktan sonra yaklaşık 10 ay daha görevini sürdürdüğüne işaret eden Bulut, görevi sona erince, küçük yerlere giden birçok meslektaşının aksine Denizli Emniyet Müdürlüğüne getirildiğini söyledi. Görevden ayrılırken, Erdoğan'ın memnuniyetini bizzat dile getirdiğini kaydeden Bulut, Erdoğan'ın, Denizli'de, "Size, kendi müdürümü gönderdim, emanet ettim. Burada çok daha başarılı olacak" diyerek, kendisini onurlandırdığını belirtti. Bulut, "Hiç anlamadığım bir süreçte, Şubat 2014'te görevden alındım. Neden alındığımı bilmiyorum" dedi. "SERHAT
DEMİR İÇİN REFERANSTA BULUNMADIM"
Zeki Bulut, bir soru üzerine, kendisinden önceki Mehmet Yüksel'in bir sözünün yanlış olduğunu ifade ederek, "Serhat Demir için referansta bulunmadım. Ahmet Türer referansta bulundu, çünkü bacanağıydı. Serhat çok nitelikliydi. 2 yabancı dil biliyor, prezentabl, düzenli, temiz ahlaklıydı. Bir savunma sporunun Türkiye'deki en önemli hocalarından birisi. Ahmet, referansta bulundu, onun üzerine Başkanımla değerlendirdik, komisyon kurarak, INTERPOL Daire Başkanlığından talep ettik. Vermediler. Genel Müdürümüzle görüşme yapıldı, alınamadı. Sayın Bakanımızla görüştükten sonra, zor aldık" diye konuştu. Erdoğan'ın 2011'deki rahatsızlığı döneminde İstanbul'da bulunduğunu kaydeden Bulut, "O dönemde beyefendinin bir misafiriyle ilgileniyordum. Bir hafta için gelen misafir iki ay kadar kalmıştı. Demir'in ailesi Ankara'daydı. 'Ailemden uzak kaldım. Çocuğum da rahatsızmış. Görüp geleyim' dedi. Bununla ilgili izin aldı. Bu yüzden Serhat'ın İstanbul'dan Ankara'ya geldiğini biliyorum" ifadelerini kullandı. Böcek araması konusunda İstihbarat Daire Başkanlığından yardım istendiğini bilmediğini aktaran Bulut, çalışma şartları dolayısıyla bütün sistemi takip etmesinin imkansız olduğunu söyledi. Bulut'un avukatı Hakan Yıldız ise şunları kaydetti: "Müvekkilimin, büronun içindeki işleyişi bizzat takip etmesi mümkün değil. Soruşturma aşamasında müvekkilim tanık olarak görünüyordu. Savcılıkla yaptığımız görüşmede, 'Mehmet Yüksel ve Zeki Bulut'u tanık olarak çağırıyoruz, gelmiyorlar. Gözaltına aldıracağız' diyorlardı. Davayı açan savcı ve başsavcıvekili gözaltı günü yaptığımız görüşmede müvekkilin dosyada şüpheli olmadığını söylediler. Müvekkilim casuslukla suçlanıyor, diğer bütün sanıkların kayıtları didik didik edilirken, müvekkilimle ilgili tek bir araştırma yok, tek bir delil yok. Müvekkilim burada reklam yüzü. Ben buna inanıyorum. Müvekkilim, bin 550 gün çalışmış, bunun bin 117'sini Ankara dışında geçirmiş. Her şeyi denetlemesi mümkün mü?"
"HİÇ BEKLEMEDİĞİMİZ BİR GÜNDE GÖZALTINA ALINDIM"
Erdoğan'ın avukatı Özkaya, Bulut'a, "Resmi Konuta Erdoğan'ın yanına gittiğinde cep telefonlarının çalıştığını gördüğünü" belirtti ve buna ilişkin bir soru yöneltti. Soru üzerine "Jammerları açmıyorlardır" diyen Bulut, savunmasını tamamlarken, "Beyefendiye karşı sadakatime, çalışmama herkes tanıktır. Hiç beklemediğimiz bir günde gelindi, gözaltına alındım. 4 gün nezarethanede kaldım. Kelepçe takıldı, rencide edildim. Tabii, ifademiz alındı ve savcılıktan serbest kaldım. O psikoloji içinde, beyefendiye olan sevgimi, gönül bağımı, sadakatimi herkes bildiği için sayın bakanlarımız ve bürokratlarımızın da arasında olduğu binlerce kişiye mesaj attım" ifadesini kullandı ve mesajını okudu. Bulut'un ardından diğer sanıkların savunmalarına geçildi.
Kaynak: http://www.mynet.com
İhlas Haber Ajansı (İHA) tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanallarından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi geçen ajanslar olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.