Özgür Özel Denizli'de konuştu: Davullar çalınan seçim akşamları vadediyorum

DENİZLİ SİYASET (Web Sitesi) - Web Sitesi | 14.10.2023 - 19:48, Güncelleme: 14.10.2023 - 19:48 3546+ kez okundu.
 

Özgür Özel Denizli'de konuştu: Davullar çalınan seçim akşamları vadediyorum

Denizli'de CHP'lilerle bir araya gelen Özgür Özel, "Ben size kerameti kendinden menkul danışmanlar vadetmiyorum. Işıkları erkenden kapanan değil, önünde davullar çalınan seçim akşamları vadediyorum" diye konuştu.
CHP Grup Başkanı ve Genel Başkan Adayı Özgür Özel, bugün CHP Denizli İl Başkanı Ali Osman Horzum’u ziyaretinin ardından Pamukkale Halk Eğitim Merkezi’nde CHP Denizli İl Örgütü'yle bir araya geldi.  CHP'lilerle buluşmasında konuşan Özel, şunları söyledi: "Ben bu partinin bir evladı olarak siyaseten gözünüzün önünde doğdum, büyüdüm, bugünlere geldik. Geçmişte ne yaptığımızı, nasıl mücadele ettiğimizi, nasıl çalıştığımızı biliyorsunuz. 14 Mayıs'a kadar; gece demeden gündüz demeden, önce 2019 seçimlerinde 41 ilde 247 ilçede aday tanıtarak, ertesi gün Cumhuriyet'in yüzüncü yılındaki seçimin önemini vurgulayıp, Cumhuriyetin kurucu babalarına, kurucu kadrolarına, kuruluş ilkelerine husumet duyanların değil; CHP'lilerin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 'iki büyük eserim' dediği Cumhuriyet ile CHP ile birlikte sahip çıkanların yüzüncü yılı olacaktır inancı ile yola düştük. 81 ilde, 973 ilçeden hangisinden çağrı gelirse; yetişebildiğim her yere koştum, bu seçimin önemini, buna duyduğumuz inancı ve bu büyük mücadelede hepimizin üstüne düşenleri konuştuk. MUHALEFET 48, İKTİDAR 52 14 Mayıs günü, seçim sonuçları geldiğinde şüphesiz hepimiz çok büyük bir hayal kırıklığına uğradık. Adeta 14 Mayıs günü kolumuzu kaldıracak halimiz kalmamıştı, ama bir tesellimiz vardı. O da 28 Mayıs'taki ikinci tura seçim kalmıştı. Hep beraber son bir gayret koşturmalıydık. İl başkanlarımız ile konuştuk. Yöneticilerimiz ile konuştuk ve koştuk. Uşak, Afyon'dan başlayarak; Aydın'da, Denizli'de o iki seçim arasında 33 kez daha otobüsün üstünde son bir gayret Cumhuriyet’in 100. yılını, Cumhuriyeti aşındıranlara, kurucu kadrolara husumet duyanlara bırakmayın diye hep birlikte gayret gösterdik. Siz hepiniz bugünkü inancınız ile gayret ettiniz... Ama 28 Mayıs günü bir kez daha maalesef son 4 seçimdir tekrarlanan bir sonuç tekrarlandı... Muhalefet 48, iktidar 52. DEĞİŞİM HEM KARARLI HEM VEFALI OLMALI Bu seferde seçimin ikinci turundaki sonuç biz 48, yine iktidar 52. O dakikadan sonra artık madem Cumhuriyetin 100'üncü yılıdır, madem 100 yıl önce yapılanı 100 yıl sonra yapmak cumhuriyetin o günkü kadroları gibi bugünkü kadrolarına düşer. Oturmak, sağlıklı özeleştiri yapmak... Yaptığımız doğruları sürdürmek, o yanlışları terk etmek… Doğru bir analiz, doğru bir özeleştiri. Samimi bir özür… Bu talebimi; partinin ilgili kurullarında hep beraberken ve daha sonra baş başa görüşmemizde, Sayın Genel Başkanımıza söyledim. Bir 10 gün, 15 günlük bir süreçte; doğruları yapmamızı, yenilgiyi kabullenip gelecek için hepimizin fedakarlık yapmasını savundum. Ancak o süreçte, genel merkezde bazı kadroların değişimi ve genel başkanımızla birlikte siyaset yapan arkadaşlarımızın ve genel başkanımızın seçim yenilgisine; ‘Kaybetmedik, sadece kazanamadık’ diye farklı tanımlamalar getirmeleri, ‘önümüze bakıyoruz’ demeleri; değişim ile ilgili halkın kendisinden gelen sesi duymamaları üzerine şöyle söyledim; bir değişim olmalı, o değişim hem kararlı, hem vefalı olmalı; kimseyi incitmemeli, bir kişiyi bile kaybetmemeli. Ama geçmişe saplanmamalı, aynı hataları tekrar etmemeli… PARTİDE GÖRÜŞMEM GEREKEN HERKESLE GÖRÜŞTÜM İki aylık bir süreçte partide görüşmem gereken herkesle görüştüm. İlçe kongrelerini takip etim, seçilen ilçe başkanları ile görüştüm. Önceki milletvekillerimiz ile partimizin geçmiş seçilmişleri ile görüştüm... Bu partiyi değiştirmemiz, güçlendirmemiz gerektiğini söyledim. Süreç bizi fedakarlık yapmak yerine, sorumluluk alma noktasına getirdi. Ama bu sorumlulukta sadece uzunca bir süredir 'değişim' kelimesinin kullanılmasını bazı kötü niyetliler, o güzel kelimeye, umut yüklü kelimeye; içini boşaltmak, aşındırmak ve değersizleştirmek için saldırdılar. Ne değişimi dediler, dedik ki; değişimden sadece genel başkan değişimini kastetmek genel başkana da haksızlıktır, partiye de yazık etmektir. Ama değişimde genel başkan dursun, kadroları değiştirelim ama değişimcileri değiştirelim, aynı yöntemlerle yol alalım bu partiye yapılan büyük bir haksızlıktır. Etkili bir kadroyla, genç, dinamik, yeni, dünyayı okuyan kadrolarla, altı oku bilen sahiplenen, tarihsel gerekliliğini savunan bir programa ihtiyacımız olduğunu inandık. Genç kadrolarımız ile bu partiyi değiştireceğimize inancımızla; hem partinin genel başkanlığına adaylığımızı, hem de sürece nasıl baktığımızı Türkiye ile paylaştık… BU PARTİNİN EVLADININ HAKKINI YEDİRTELERLE İLERLEYEMEYECEĞİNİ GÖRDÜK  CHP'nin nereden duracağını kendisi belirleyen, duracağı yere karar veren; gerisini geri kalana bırakan bir anlayışa geri dönmesi lazım. Ecevit'in, İnönü'nün, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı gibi... Sürekli pozisyon değiştiren, kimliksizleşen, siyasetsizleşen ve başının üzerinde bir cam tavan olduğuna, onu aşamadığına inanmış, o yüzden sağdan desteklerle seçim kazanmaya çalışan… Sadece ittifak değil; sağdan danışmanlar ile CHP'lilerin hak ettiği koltukları sağdan gelenlere vererek, hatta 39 milletvekili diye söylediğimiz bu partinin evladının hakkını yedirten birtakım kararlarla CHP'nin ilerleyemeyeceğini gördük. CHP, ERDOĞAN'IN İSTEDİĞİ KURALLAR İLE OYNAMAYACAK CHP önce, nerede duracağını bilecek. Nerede duracak? CHP, altı ok nereyi tarif ediyorsa orada duracak. CHP nerede duracak? Emekçi nerede duruyorsa onun yanında duracak. CHP; çiftçinin, esnafın, emeklinin, ezilenin, kimsesizin... Gazi öyle dedi ya, 'Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir…' CHP kimsesizlerin yanında duracak. CHP, Recep Tayyip Erdoğan'ın dikey kesen siyasetine teslim olup sürekli oyunu onun istediği kurallar ile oynamayacak. Biz, bir farklılık bulalım. Üstünde tepinelim, toplumu ayrıştıralım. Öbür tarafı uzaklaştıralım, uzaklaşan kutbu şeytanlaştıralım, kendi arkamızı kalabalıklaştıralım diyen Recep Tayyip Erdoğan'ın; sağcılar ile solcular, Kürtler ve Türler, Aleviler ile Sünniler, milliler ve gayrı milliler deyip büyük parçayı kendince kendine alıp, kendi söylemini bizi mahkum edip, bize ittirdiği parçayı ittifak ile 50 artı 1 yapmaya çalışmak yerine o başın üstündeki yüzde 25'lik görünmez cam tavana ikna olup nasıl aşamıyorum demek yerine; dikine değil, enine kesen bir siyasetle yüzümüzü halka dönmeye mecburuz."
Denizli'de CHP'lilerle bir araya gelen Özgür Özel, "Ben size kerameti kendinden menkul danışmanlar vadetmiyorum. Işıkları erkenden kapanan değil, önünde davullar çalınan seçim akşamları vadediyorum" diye konuştu.

CHP Grup Başkanı ve Genel Başkan Adayı Özgür Özel, bugün CHP Denizli İl Başkanı Ali Osman Horzum’u ziyaretinin ardından Pamukkale Halk Eğitim Merkezi’nde CHP Denizli İl Örgütü'yle bir araya geldi. 

CHP'lilerle buluşmasında konuşan Özel, şunları söyledi:

"Ben bu partinin bir evladı olarak siyaseten gözünüzün önünde doğdum, büyüdüm, bugünlere geldik. Geçmişte ne yaptığımızı, nasıl mücadele ettiğimizi, nasıl çalıştığımızı biliyorsunuz. 14 Mayıs'a kadar; gece demeden gündüz demeden, önce 2019 seçimlerinde 41 ilde 247 ilçede aday tanıtarak, ertesi gün Cumhuriyet'in yüzüncü yılındaki seçimin önemini vurgulayıp, Cumhuriyetin kurucu babalarına, kurucu kadrolarına, kuruluş ilkelerine husumet duyanların değil; CHP'lilerin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 'iki büyük eserim' dediği Cumhuriyet ile CHP ile birlikte sahip çıkanların yüzüncü yılı olacaktır inancı ile yola düştük. 81 ilde, 973 ilçeden hangisinden çağrı gelirse; yetişebildiğim her yere koştum, bu seçimin önemini, buna duyduğumuz inancı ve bu büyük mücadelede hepimizin üstüne düşenleri konuştuk.

MUHALEFET 48, İKTİDAR 52

14 Mayıs günü, seçim sonuçları geldiğinde şüphesiz hepimiz çok büyük bir hayal kırıklığına uğradık. Adeta 14 Mayıs günü kolumuzu kaldıracak halimiz kalmamıştı, ama bir tesellimiz vardı. O da 28 Mayıs'taki ikinci tura seçim kalmıştı. Hep beraber son bir gayret koşturmalıydık. İl başkanlarımız ile konuştuk. Yöneticilerimiz ile konuştuk ve koştuk. Uşak, Afyon'dan başlayarak; Aydın'da, Denizli'de o iki seçim arasında 33 kez daha otobüsün üstünde son bir gayret Cumhuriyet’in 100. yılını, Cumhuriyeti aşındıranlara, kurucu kadrolara husumet duyanlara bırakmayın diye hep birlikte gayret gösterdik. Siz hepiniz bugünkü inancınız ile gayret ettiniz... Ama 28 Mayıs günü bir kez daha maalesef son 4 seçimdir tekrarlanan bir sonuç tekrarlandı... Muhalefet 48, iktidar 52.

DEĞİŞİM HEM KARARLI HEM VEFALI OLMALI

Bu seferde seçimin ikinci turundaki sonuç biz 48, yine iktidar 52. O dakikadan sonra artık madem Cumhuriyetin 100'üncü yılıdır, madem 100 yıl önce yapılanı 100 yıl sonra yapmak cumhuriyetin o günkü kadroları gibi bugünkü kadrolarına düşer. Oturmak, sağlıklı özeleştiri yapmak... Yaptığımız doğruları sürdürmek, o yanlışları terk etmek… Doğru bir analiz, doğru bir özeleştiri. Samimi bir özür… Bu talebimi; partinin ilgili kurullarında hep beraberken ve daha sonra baş başa görüşmemizde, Sayın Genel Başkanımıza söyledim. Bir 10 gün, 15 günlük bir süreçte; doğruları yapmamızı, yenilgiyi kabullenip gelecek için hepimizin fedakarlık yapmasını savundum. Ancak o süreçte, genel merkezde bazı kadroların değişimi ve genel başkanımızla birlikte siyaset yapan arkadaşlarımızın ve genel başkanımızın seçim yenilgisine; ‘Kaybetmedik, sadece kazanamadık’ diye farklı tanımlamalar getirmeleri, ‘önümüze bakıyoruz’ demeleri; değişim ile ilgili halkın kendisinden gelen sesi duymamaları üzerine şöyle söyledim; bir değişim olmalı, o değişim hem kararlı, hem vefalı olmalı; kimseyi incitmemeli, bir kişiyi bile kaybetmemeli. Ama geçmişe saplanmamalı, aynı hataları tekrar etmemeli…

PARTİDE GÖRÜŞMEM GEREKEN HERKESLE GÖRÜŞTÜM

İki aylık bir süreçte partide görüşmem gereken herkesle görüştüm. İlçe kongrelerini takip etim, seçilen ilçe başkanları ile görüştüm. Önceki milletvekillerimiz ile partimizin geçmiş seçilmişleri ile görüştüm... Bu partiyi değiştirmemiz, güçlendirmemiz gerektiğini söyledim. Süreç bizi fedakarlık yapmak yerine, sorumluluk alma noktasına getirdi. Ama bu sorumlulukta sadece uzunca bir süredir 'değişim' kelimesinin kullanılmasını bazı kötü niyetliler, o güzel kelimeye, umut yüklü kelimeye; içini boşaltmak, aşındırmak ve değersizleştirmek için saldırdılar. Ne değişimi dediler, dedik ki; değişimden sadece genel başkan değişimini kastetmek genel başkana da haksızlıktır, partiye de yazık etmektir. Ama değişimde genel başkan dursun, kadroları değiştirelim ama değişimcileri değiştirelim, aynı yöntemlerle yol alalım bu partiye yapılan büyük bir haksızlıktır. Etkili bir kadroyla, genç, dinamik, yeni, dünyayı okuyan kadrolarla, altı oku bilen sahiplenen, tarihsel gerekliliğini savunan bir programa ihtiyacımız olduğunu inandık. Genç kadrolarımız ile bu partiyi değiştireceğimize inancımızla; hem partinin genel başkanlığına adaylığımızı, hem de sürece nasıl baktığımızı Türkiye ile paylaştık…

BU PARTİNİN EVLADININ HAKKINI YEDİRTELERLE İLERLEYEMEYECEĞİNİ GÖRDÜK 

CHP'nin nereden duracağını kendisi belirleyen, duracağı yere karar veren; gerisini geri kalana bırakan bir anlayışa geri dönmesi lazım. Ecevit'in, İnönü'nün, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı gibi... Sürekli pozisyon değiştiren, kimliksizleşen, siyasetsizleşen ve başının üzerinde bir cam tavan olduğuna, onu aşamadığına inanmış, o yüzden sağdan desteklerle seçim kazanmaya çalışan… Sadece ittifak değil; sağdan danışmanlar ile CHP'lilerin hak ettiği koltukları sağdan gelenlere vererek, hatta 39 milletvekili diye söylediğimiz bu partinin evladının hakkını yedirten birtakım kararlarla CHP'nin ilerleyemeyeceğini gördük.

CHP, ERDOĞAN'IN İSTEDİĞİ KURALLAR İLE OYNAMAYACAK

CHP önce, nerede duracağını bilecek. Nerede duracak? CHP, altı ok nereyi tarif ediyorsa orada duracak. CHP nerede duracak? Emekçi nerede duruyorsa onun yanında duracak. CHP; çiftçinin, esnafın, emeklinin, ezilenin, kimsesizin... Gazi öyle dedi ya, 'Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir…' CHP kimsesizlerin yanında duracak. CHP, Recep Tayyip Erdoğan'ın dikey kesen siyasetine teslim olup sürekli oyunu onun istediği kurallar ile oynamayacak. Biz, bir farklılık bulalım. Üstünde tepinelim, toplumu ayrıştıralım. Öbür tarafı uzaklaştıralım, uzaklaşan kutbu şeytanlaştıralım, kendi arkamızı kalabalıklaştıralım diyen Recep Tayyip Erdoğan'ın; sağcılar ile solcular, Kürtler ve Türler, Aleviler ile Sünniler, milliler ve gayrı milliler deyip büyük parçayı kendince kendine alıp, kendi söylemini bizi mahkum edip, bize ittirdiği parçayı ittifak ile 50 artı 1 yapmaya çalışmak yerine o başın üstündeki yüzde 25'lik görünmez cam tavana ikna olup nasıl aşamıyorum demek yerine; dikine değil, enine kesen bir siyasetle yüzümüzü halka dönmeye mecburuz."

Denizli HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve denizlikenthaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.